“Sorgulanmamış hayat, yaşamaya değmez!” Sokrates
Kadim bilgeler, “hakikat bilgisi herkese açık değildir, perdelerle örtülüdür; o perdelerin aralanması ise ancak onu kavrayacak bilince, farkındalığa sahip olmakla mümkün kılar kendini.” der ve onu bir yola, yolculuğa benzetirler.
Bu yolculuk riskli ve tehlikeli bir yolculuktur. Korkularından ve doğmalarından arınmış, cesurca düşünmeyi, sorgulamayı gerektirir; çünkü tüm alışkanlıkları, inançları tersyüz etme gibi bir güce sahiptir ve güçlü bir duruşu, güçlü bir iradeyi zorunlu kılar...
Bu kitap, düşüncelerinde ve ilkelerinde kendine özgü bir duruşu olmayan, eldeki dogmatik verilerle tatmin olan -sorgulamayan-; odacıkları kiralanmış beyinlere ve “bu benim ne işime yarar ki” diyen benmerkezci -egosantrik- kişiye hitaben yazılmadı...
Elinizdeki bu çalışmanın amacı: Antik medeniyetlerin günümüze dek ulaşan kadim bilgilerini, kalıtlarını inceleyerek onları tanımak; geçirdikleri evreleri, sahip oldukları teknolojileri ve inanç sistemlerini günümüzden geriye doğru bir bakış açısıyla değerlendirip bize bırak- tıkları mirasın aslında ne olduğunu çözmeye çalışmaktır.
Binlerce yıl öncesinde temelleri atılan, insan veya beşer denen ‘bi- yo-robotik’ varlığın inanç sistemini, psikolojisini ve sosyo-ekonomik davranışlarını oluşturan nedenleri, olayları analiz etmektir.
Kısaca, hakikati arama ve hakikate uygun en doğru tavrı geliştirme yolculuğunun, kısa bir etabını katetmektir. Nasıralı İsa’nın da dediği gibi:
“Hakikati bileceksiniz ve hakikat sizi özgür kılacak.”